AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22 Ekim1919)
Mustafa Kemal ve İstanbul hükümeti arasındaki karşılıklı bu iyi niyetlerinden sonra İstanbul hükümeti Temsil Heyeti ile görüşmeye karar verdi.Bu görüşmede İtilaf devletlerinin Anadolu′daki fiili durumu bitirmesi için hükümete yaptığı baskı da etkili oldu.Görüşme teklifi İstanbul hükümetinden geldi.Bu da İstanbul′un Temsil Heyeti’ni resmen tanıdığını gösterir.Bahriye Nazırı Salih Paşa ve Mustafa Kemal Amasya’da görüştüler.Bir açık bir de gizli protokol imzaladılar.
Açık protokolde
♦30 Ekim 1918’de mütareke ile tespit edilen sınırlar içinden Türklerin oturduğu yerlerden bir parça, hiçbir sebeple, düşmana bırakılmayacak; yabancı himaye ve mandası asla kabul edilmeyecek.
♦Gayrimüslimlere, Türkiye’nin siyasi hakimiyet ve içtimai düzenini bozacak hiçbir imtiyaz verilmeyecektir.
♦Sivas Kongresinde kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, İstanbul hükümetince, bir hukuk teşekkülü olarak tanınacak ve yapılacak barış görüşmelerinde,Türkiye Murahhası olacak kişileri Temsil Heyeti de tasvip ederse onların murahhaslığı kesinleşecektir.
♦Yeni seçimle gelecek mebusların işgal tehlikesi altındaki başkent İstanbul’da toplanması, uygun değildir.
11 maddelik gizil protokolde ise
♦İzmir’in Yunanlılarca boşaltılması için hükümetin teşebbüse geçmesi gerekirse gizli talimatlaTürklere protesto mitingleri yaptırılması
♦Aydın Kuvva-i Milliyesi’ne yardım edilmesi
♦Çukurova’nın Anadolu’dan hiçbir suretle ayrılmaması
♦Barış görüşmelerine gidecek heyetin bildirilmesi
♦İngiliz Muhibbiler Cemiyeti’nin çalışmalarının sınırlandırılarak kontrol edilmesi
♦Yabancı altınları ile satın alınan Türklerce kurulmuş gazete, dergi vb. yerlerin yayınlarının durdurulması
Sonuçta
♦Görüşmelerde Sivas Kongresi kararlarının kabulü istenmiş Salih Paşa kabul etmiş ama İstanbul hükümeti kabul etmemiştir.
♦Temsil Heyeti tanınmıştır.
♦Görüş ayrılıkları ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır.
♦Mebusan Meclisi’nin açılması sağlanmıştır.
♦Anadolu′nun isteklerine İstanbul ilk defa burada uydu ve kendi hareketlerini Anadolu′ya göre ayarlamaya başladı.
♦Bu görüşmelerde sadece Mebusan Meclisi’nin açılması gerçekleşmiştir.
ANKARA’NIN MERKEZ SEÇİLMESİ (27 ARALIK 1919)
Mebusan Meclisi’nin açılmasına karar verilence Mustafa Kemal bunun Anadolu′da bir yerde toplanmasını istedi.Bu Kanun-i Esasiye aykırı olduğu için kabul görmedi.Neticede seçimler yapıldı meclisin İstanbul′da açılması yaklaştı.Mustafa Kemal Erzurum milletvekili seçildi ama İstanbul′a gitmeyecekti.Anadolu′dan İstanbul′a gidecek milletvekilleri ile görüşüp gereken talimatları vermek için İstanbul yolu üzerindeki bir yere gitmek istedi.Önce Eskişehir düşünüldü fakat düşmana yakın olduğundan Ankara tercih edildi ve buraya 27 Ekim 1919’da gelindi.Ankara daha sonra merkez seçildi ve burada kalındı.
Ankara′nın merkez seçilmesinde
♦Merkezi bir konumda olması
♦Güvenlikli olması
♦İşgal edilmemiş olması
♦İstanbul′a yakın olması, buradan meclisin çalışmalarının yakından takip edilebileceği
♦Batı cephesine yakın olması
♦Ulaşımının ve haberleşmesinin iyi olması
♦Ankara′ya gelindikten sonra burada Hakimiyet-i Milliye adlı bir gazete çıkarılmaya başlandı.
SON OSMALI MEBUSAN MECLİSİ (12 Ocak-12 Nisan 1920) Ve MİSAK-I MİLLİ (20 Ocak 1920)
Mütarekeden sonra Meclisi Mebusan mevcut duruma muhalefet ettiği için sultan Vahdettin tarafından 21 Aralık 1918’de kapatıldı.Amasya Görüşmeleri’nde ve daha önceleri Anadolu′nun ısrarla üzerinde durmasından dolayı meclisin açılmasına karar verildi.İngilizler bu seçimlere müdahale etme ihtiyacı duymadılar.
Çünkü
♦Seçimlere katılım olmayacağına,
♦Türk milletinin artık savaştan bıktığına, bezginlik içerisinde olduğuna,
♦Kim gelirse gelsin İstanbul′da sözlerinden çıkamayacağına inanıyorlardı.
Bu durum Mustafa Kemal′in işine yaradı.Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yandaşlarının meclise seçilmesini kolaylaştırdı.Seçimler sonunda birisi Yahudi olmak şartıyla 168 milletvekili seçildi.Mustafa Kemal meclisin İstanbul′da açılmasını istemiyordu.Çünkü burada rahat çalışamayacaktı.İstanbul dışında toplanması da anayasaya aykırı ve işleyiş yönünden mahsurluydu.Çünkü yasamanın bir yerde yürütmenin başka bir yerde olması doğru değildi.12 Ocak 1920’de 68 mebusla meclis İstanbul′da açıldı.Mustafa Kemal meclise Erzurum mebusu olarak seçilmiş fakat başına gelecekleri tahmin ettiği için gidememişti.Gidenlerle Ankara′ya gelerek görüştü.
Onlardan
♦Birlikte hareket edip bir grup kurmalarını,
♦Kendisini meclise başkan seçmelerini istedi.
Mustafa Kemal′in başkan olmak istemesinin sebebi meclisin çalışmalarından dolayı kapatılacağına inandığından meclisi başka bir yerde toplamaktı.Çünkü Kanuni Esasi’ye göre meclis usulsüz kapatılırsa başkanın meclisi başka yerde toplama hakkı vardı.Meclisteki milletvekilleri Mustafa Kemal′in istediği gibi tam manası ile çalışmadılar.Mustafa Kemal′i başkan seçmediler kurdukları grubun adını da Müdafaa-i Vatan değil tepki almasın diye Felah-ı Vatan koydular.Padişahın yanındaymış gibi davranmaya başladılar.20 Ocak’ta bu meclis 6 maddelik bir kararı kabul etti.
Misak-ı Milli (milli yemin milli ant )denilen bu kararlar
♦30 Ekim 1918 Mütarekesi’ne göre, düşman işgali altında kalan ve Arapça konuşulan yerlerin halkının kaderi bunların hür olarak verecekleri reylere göre belirtilmesi gerekir. Mütareke çizgisinin içinde ve dışında kalan bu yerlerin İslam ve soyca bir olan Osmanlı çokluğunun oturduğu bölgelerin hepsi, hüküm ve fiil bakımından, anayurttan hiçbir sebeple ayrılmaz bir bütündür.
♦Halkı, ilk serbest kaldıkları sırada, (Haziran 1918’de) verdikleri oylarıyla anayurda katılma kararını Evliye-i Selese(=Üç-Sancak:Kars;Oltu-Olur ve Şenkaya dahil Ardahan;Artvin ve Acara ile Çürüksü dahil Batun) için gerekirse yeniden serbestçe oylama yapılmasını kabul ederiz.
♦Türkiye barışı sırasında, hukuk durumunun görüşülmesi kararlaştırılan Batı Trakya’nın kaderi de oralarda oturanların serbestçe verecekleri oylara göre belirlenmelidir.
♦İslam Halifeliğinin, Osmanlı Saltanatının ve Hükümetinin merkezi İstanbul şehri ile Marmara Denizi’nin güvenliği korunmalıdır. Bu şartlara uyularak Akdeniz/Çanakkale ve Karadeniz/İstanbul Boğazları’nın, dünya ticareti ile ulaşımına açık tutulması için bizim de ilgili devletlerle birlikte vereceğimiz karar geçerli sayılır.
♦Azınlıkların (Türkiye’deki Rumlar,Ermeni ve Yahudi hakları, İtilaf devletleri ile hasımları ve birtakım ortakları arasında kararlaştırılan anlaşma esaslarına göre komşu ülkelerdeki Müslümanların da bu haklardan istifadeleri güveni ile tarafımızdan teyit ile sağlanacaktır.
♦Milli ve iktisadi gelişmemize imkan vermek,ayrıca daha çağdaş ve düzgün bir idare ile işleri yürütmek için, her devlet gibi, bizim de gelişmemizi sağlamak üzere tam bir serbestliğe ulaşmamız, yaşama ve varlığımız temelidir. Bu yüzden siyasi, adli, mali v.s. gibi gelişmemize engel olan bağların karşısındayız. Ortaya çıkacak devlet borçlarımızın ödeme şartları da bu esaslara aykırı olmayacaktır.
MİSAK- MİLLİ’NİN SONUCU VE ÖNEMİ
♦Erzurum ve Sivas Kongreleri’nin özeti olup Mebusan Meclisi tarafından kabul edilmesidir♦Milli mücadelenin hedefini ve sınırlarını kesin olarak ortaya koymuştur.
♦Anadolu hareketinin siyasi bir zaferidir.
♦Sınırların çizilmesinde Türk milliyetçiliği ve halk oylaması ön plandadır.
♦Azınlık haklarına tepki göstermiş, bu hakların ne kadar olacağını belirlemiştir.
♦Kapitülasyonlara ilk ciddi tepki gösterilmiş, kapitülasyonların kaldırılması istenmiştir.
♦Mebusan Meclisi tarihinin en önemli kararlarıdır.
♦Osmanlı Meclisi Osmanlının dağıldığını resmen kabul etmiştir.
♦İstanbul′un resmen işgaline neden olmuştur.
♦Mebusan Meclisi’nin kapatılmasına neden olmuştur.
♦TBMM’nin açılışına ortam hazırlamıştır.
♦Türk milletinin kabul edebileceği barışın şartlarını ortaya koymuş bunu tüm dünyaya duyurmuştur.
♦Azınlıklar maddesinde İslamcılık fikri ön plandadır.
♦Boğazların kontrolünün bizim olacağını açıklamıştır.
♦Osmanlının borçlarının ödeme şeklini ortaya koymuştur.
♦Bu kararlar Osmanlı hükümetini bağladığı için çok tepki almıştır.
♦İtilaf devletleri Anadolu direnişini daha ciddiye almaya başlamışlardır.
İSTANBUL’UN RESMEN İŞGALİ (16 MART 1920)
Osmanlı Mebusan Meclisi Misak-ı Milli kararlarını alınca İngilizler hem çok şaşırdılar hem de şiddetli bir tepki gösterdiler.Asıl önemli olan bu karaları savunacak ve uygulamaya çalışacak bir hükümetin olmasıydı ki bu güçte bir hükümet yoktu.İngilizlebu karaların iptali için Ali Rıza Paşa’ya baskı yapmaya başladılar.Ali Rıza Paşa bu baskıya dayanamadı ve 3 Mart’ta istifa etti.Damat Ferit’in hükümet kurma ihtimali doğdu ama meclis başkanı Cemalettin Arif Bey bunu padişahla konuşarak engelledi.Hükümet kurma görevi Salih Paşa’ya verildi ve 7 Mart’ta hükümeti kurdu.İngilizler yeni hükümetten de aynı şeyleri istediler.Bu iptal karaları kabul görmeyince 16 Mart’ta İstanbul′u resmen işgal ettiler.18 Mart’ta meclis çalışmalarının güvenli olmayacağını düşünerek çalışmalarına ara verdi.Mebuslardan bir kısmı tutuklanmaya başlandı.Kaçabilenler ise Ankara′ya geldi.2 Nisan’da da Salih Paşa hükümeti bu olaylara karşı istifa etti.5 Nisan’da Damat Ferit son defa hükümet kurdu.12 Nisan’da meclisi feshetti.İtilaf devletleri bir genelge yayınlayarak işgalin geçici olduğunu Anadolu′da buna tepki isyanları olursa yurdun tamamını işgal edeceklerini duyurdular.
Sonuçta
♦Osmanlı parlamentosu ortadan kalktı.
♦Ankara’da yeni bir meclis açma imkanı doğdu.
♦Mustafa Kemal’e mücadeleyi padişah adına yürüttüğünü söyleme imkanı doğdu.
♦Damat Ferit tekrar başa geldi.
♦Bu olanlar Mustafa Kemal tarafından tüm yurda duyuruldu ve kınandı.Ayrıca bir genelge yayınlayarak bazı tedbirler aldı.
Bunlar
♦İstanbul′a vergi gönderilmemesini istedi.
♦İstanbul’dan gelen atamaları geri çevirdi.
♦Haberleşmeyi kesti ve İstanbul′a ambargo uyguladı.
♦İstanbul’daki tutuklamalara karşı o da Anadolu′da İtilaf subaylarını tutukladı.
♦İstanbul′dan Anadolu′ya sevkiyatı önlemek için Geyve ve Ulukışla’daki demiryollarını tahrip etti.
♦İtilaf devletlerinin Anadolu’daki resmi ve gayri resmi mallarına el koydu.
♦Ankara’da yeni bir meclis açmak için çalışmalar başlattı.