SEVR BARIŞI
I.Dünya Savaşı’ndan sonra yenilen devletlerle hemen barış yapılmış ama Osmanlının barışı bir türlü yapılamamıştır.
Bunun sebeplerine bakıldığında
♦Kendi aralarında anlaşamamaları
♦Osmanlıyı paylaşmakta güçlük çekmeleri
♦18 Ocak 1919’da Paris Barış Anlaşması’ndan sonuç alamamaları
♦Her geçen gün işgal arttığı için avantajlı duruma gelmeleri
Belli bir zaman sonra İtilaf devletlerinin avantajları dezavantaja dönüşmeye başladı.Çünkü Mustafa Kemal ve arkadaşlarının faaliyetleri onları korkutmuştu.İşte bu yüzden avantajlarının en üstünde iken Osmanlıyla bir barış yapıp bu işi bitirmeyi düşündüler.Osmanlı idarecilerini Sen Remo’ya konferansa çağırdılar.Osmanlı temsilcisi Tevfik Paşa konferansa katıldı.18-26 Nisan 1920 tarihleri arasında apılan konferans 23 Nisan’da açılan meclisi dikkate almadı.Tevfik Paşa burada sunulan şartları görünce bunların kabulünün imkansız olduğunu söyledi.İtilaf devletleri bunu da dikkate almadılar ve 27 Temmuz’a kadar süre tanıdılar.Tevfik Paşa bu kararlarla döndü ve kararlar büyük tepki aldı.İtilaf devletleri bu şartların kabul edilmeyeceğini görünce Yunan ordusunu harekete geçirdi.22 Haziran 1920’de harekete geçen Yunan ordusu Doğu Trakya, Nazilli, Uşak, Balıkesir ve Bursa’yı aldı.
Bu hareketin iki sebebi vardı:
♦Sunulan şartları kabul ettirmek
♦Doğuda 15. kolordunun Ermeniler üzerine yaptığı taarruzu engelleyebilmek
Yunan ordusunun bu harekatı Osmanlı yönetimini telaşlandırdı.Padişah 39 kişilik bir şura topladı ve mesele tartışıldı.Daha sonra yapılan oylamada Topçu Ferit Rıza hariç 38 kişi kabul dedi.Bu oylamanın sonucu Damat Ferit 10 Ağustos 1920’de Sevr’de antlaşmayı imzaladı.
Bu antlaşmaya göre
♦İzmir çevresi ve Trakya Çatalca’ya kadar Yunan’a
♦Antep, Urfa, Maraş, Mardin Fransa’ya
♦Diğer Ege adaları Yunanistan’a verilecek
♦Akdeniz Bölgesi, Rodos ve 12 Ada İtalya’ya verilecek
♦Arap toprakları İtilaf devletleri arasında pay edilecek
♦Boğazlar ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya’dan oluşan boğazlar komisyonu tarafından idare edilecek
♦Doğuda bir Ermenistan ve Kürdistan kurulacak
♦Mecburi askerlik kalkacak subayların %5’i yabancılardan oluşacak
♦Kapitülasyonlar yeni kurulan ülkeler dahil her ülkeye verilecek
♦Gayrimüslimler vergi vermeyecek
♦Osmanlı maliyesi İtilaf devletlerinin kontrolünde olacak
♦Osmanlı savaş tazminatı ödeyecek
Sonuçta
♦Osmanlı İtilaf devletlerinin sömürgesi olmuştur.
♦İstanbul hükümeti kabul etmiş, TBMM kabul etmemiş, kabul edeni vatan haini ilan etmiştir.
♦Boğazlar komisyonu burada kurulmuştur.
♦Azınlıklara çok geniş haklar vermiştir.
♦Milli mücadelecileri haklı çıkarmış ve onlara güç kazandırmıştır.
♦Kurtuluş azmimizi kamçılamıştır.
♦Mebusan Meclisi onaylamadığı için ölü doğmuştur.
♦Savaşı Türk milleti kazandığı için uygulanamamıştır.
DÜZENLİ ORDUNUN KURULMASI
Mondros Mütarekesi’ne göre ordumuz terhis edilmiş bu da işgali kolaylaştırmıştı.Sadece doğudaki 15. Kolordu ve bazı kolordularımız kalmıştı.İşgaller karşısında devlet bir şey yapamayınca buna halk karşılık verdi ve Kuvva-i Milliye doğdu.Her çete kendi bölgesini kurtarma yoluna gitti.Bu düzensiz birlikler önce Temsil Heyeti’ne sonra TBMM’ye bağlı hareket ettiler.Kuvva-i Milliye düşman karşısında aciz kalıyordu ve bazı olumsuz yönleri de vardı.Milli mücadeleyi yönetenler tecrübeli askerler olup Kuvva-i Milliye ile sonuca gidilemeyeceğini biliyorlardı. Onun için düzenli ordunun kurulmasını istediler.Mecliste bazıları buna karşı çıktı.Gerekçeleri düzenli ordunun masraflarının o günkü şartlarda bulunamayacağıydı.Bu tartışmalar devam ederken 24 Ekim 1920’de Gediz Savaşı’nda düzenli ordu büyük bir yenilgi aldı.Yenişehir ve İnegöl düşmanın eline geçti.Bu yenilgi meclisi karıştırdı.Ali Fuat Cebesoy bu cepheden çağrıldı ve Moskova’ya elçi olarak gönderildi.Cephe ikiye bölünerek kuzeyi İsmet Paşa’ya güneyi ise Refet Bele’ye verildi.Bu duruma Çerkez Ethem itiraz ederek isyan etti.Bu isyan da göz önüne alınarak düzenli ordunun kuruluşu hız kazandı.Cephe komutanları Kuvva-i Milliye’yi düzenli orduya çevirmeye başladılar.Bu ordunun ihtiyaçları da halk tarafından karşılanmaya çalışıldı.