DR. RIZA NUR:TÜRK TARİHİNDEN SEÇMELER
Dr. Rıza Nur, ATATÜRK′ün yakınlarından olup, Lozan görüşmelerine katılmış ve bakanlık yapmış değerli bir zattır. Ancak sonradan ATATÜRK ile ihtilafa düşmüş, Mısır a gitmiş, kendini tarihe ve dil araştırmalarına vermiştir. 14 ciltlik bir TÜRK TARİHi yazmış, bunun 12 cildi yayınlanmıştır. Rıza Nur eserine şu sözlerle başlar:
– -Dünyada en büyük iftiharım, TÜRK yaratıldığımdır!.. Bu kadar tarih okudum, TÜRK kadar kahraman, mert, iyi yürekli, zeki ve akl-ı selim sahibi insan, TÜRK kadar büyük ve yüksek bir tarihe malik millet görmedim… Bu kadar millet tanıdım, TÜRK kadar bugünkü medeniyet aleminde en yüksek mevkiye çıkmak için lazım olan kaabiliyetleri kendinde toplamış olanını görmedim!..
– -TÜRKLÜK bende sönmez, tükenmez bir aşktır. Sadece odur ki, beni yaşatır.- (Cilt 1, sf. 3)
– -TÜRKLER e Çinliler HİYANG-NU, TUKYU; İranlılar TURANİ; Hintliler Turuşka, Araplar EL-GUZ, GOG-MAGOG; Yunanlılar İSKİT (ÇİT); Bizanslılar EFTALİT; eski milletler HUN demişlerdir…-
– -TÜRKLER in menşei hakkındaki OĞUZ rivayetini OĞUZNAME de, UYGUR rivayetini Alaeddin Cuveyni nin TARİH-İ CİHANKUŞA sında, MOĞOL rivayetini Reşideddin El-Vezir in CAMİ-ÜT TEVARİH inde bulabiliriz.-
– -Bunlara göre Hz. NUH un oğlu YAFES in 8 oğlu oldu. İkisinin adı TÜRK ve HAZAR idi.- (sf.38-40)
Burada TUC-TUR-TÜRK kelimeleri arasındaki benzerliğe ve tarihçilerin bazen TUC dedikleri kişiye sonradan TÜRK dediklerine dikkatinizi çekmek isteriz. Ayrıca Hz. İBRAHİM in geldiği yer olan HAZAR bölgesinin ve AZER adının çok eski olarak kabul edildiğini de ortadadır. (32)
Rıza Nur un naklettiği efsaneye dönersek, TÜRK ün oğlu TUTNİK (TUTUK) Acemler in padişahı KİYUMERS ile çağdaştır. TUTUK tan sonra İLCE HAN, sonra da sırayla DİB BAKIY HAN, GEYÜK HAN, ALINCA HAN başa geçer…. Devam edelim:
– -ALINCA HAN ın ikiz oğlu oldu. TATAR HAN ile MOĞOL HAN…
TATAR SOYU ………………………….. MOĞOL SOYU
BUKA HAN ………………………………… KARA HAN
YELİNCE HAN …………………………………. UZ HAN
ATLI HAN ………………………………… KUZ HAN (GÜZ)
ATSIZ HAN ……………………………….. KUR HAN (GÜR)
ORDU HAN ………………………………….. OĞUZ HAN
BAYDU HAN ……………………………………… (6 oğul)
SEVİNÇ HAN …………………………………… (24 boy)
– -UZ, KUZ, KUR ve KARA HAN lar kardeştir. OĞUZ HAN ise KARA HAN ın oğludur.- (33)
Rıza Nur dan naklettiğimiz bilgiler de en azından efsane yönünden tutarlılık gösteriyor. Bir farkla ki, Firdevsi de FERİDUN olarak yer alan OĞUZ HAN, eski TÜRK efsanelerinde çok daha önceleri yaşamış oluyor ve İranlı hükümdar Huşeng ile çağdaş sayılıyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi, zaman içinde bir kaç şahsın başından geçen olaylar, efsanelerde bir tek insanın etrafında dönüyor.
Buna en iyi örnek TİMUR zamanında (1400 ler) yaşamış olan NASREDDİN HOCA dır. HOCA dan 200-300 yıl öncesinde kalan MEVLANA CELALEDDİN ve FERİDUDDİN-İ ATTAR gibi kişilerin eserlerinde yer alan kıssalar, hep kendisine mal edilmiştir. Işın tuhafı, bu kıssaların sonradan kaynaklandıkları Orta Asya da bile, MOLLA NASREDDİN adıyla anlatılır olmasıdır. Yani çok geniş bir bölgede, çok geniş bir zaman süresinde yaşayan halk bilgeleri, NASREDDİN HOCA nın şahsında TEK KİŞİ haline gelmiştir.
İşte OĞUZ HAN (FERİDUN), DEHHAK gibi efsane kahramanları da kişiliklerini böyle kazanmışlardır. Yine de efsanelerden gerçek tarihle bağlantılı olan kısımlarını ortaya çıkarmak ve yararlanmak mümkündür. Biz de baştan beri bunu yapmaya çalıştık.
Rıza Nur Tarihinden devam ediyoruz:
– -OĞUZ HAN ölmeden evvel gizlice Doğu ya ve Batı ya adam göndererek üç altın ok ile bir altın yay gömdürmüştü. Sonra oğullarından GÜN, AY, YULDUZ u (YILDIZ) doğuya, GÖK, TOĞ(DAĞ), TİNGİZ i (DENİZ) batıya gönderdi. Doğuya gidenler altın yayı, batıya gidenler ise üç altın oku bulup geldiler. OGUZ HAN yayı ve okları oğulları arasında pay ettikten sonra, ülkesini de onlara taksim eti. Sonra dedi ki:
– -Siz üçünüz yayı bozup(parçalayıp) paylaştınız. Adınız BOZ-OK olsun. Sizden türeyenlere kıyamete kadar BOZOK desinler. Siz de üç oku paylaştınız. Size de kıyamete kadar ÜÇ-OK desinler.-
– -Atalarımız yayı -hakan-, oku da hakan yanına gelen -elçi- alameti sayarlardı. Benden sonra BOZOK neslinden kim değerli ise o hakan olsun. Diğer BOZOKLAR onun sağına otursun. ÜÇOKLAR ise onun soluna otursunlar ve kıyamete kadar nökerliğe (hakanın hizmetine) talip olsunlar.-
Kemal Tahir der ki:
– -Karamanoğulları nın Osmanlı hakimiyetine bu kadar direnişlerinin sebebi, onların BOZOK soyundan gelen TÜRKMENLER olmalarındandı. Halbuki Osmanlılar ın -Kayı boyundanız- demeleri, 1. Murad dan sonradır. Bu suretle Anadolu da hakimiyeti devralmaya hakları olduğunu belirtmek istemişlerdir. Selçuklular ise gerçek BOZOK olan KINIK boyundan geliyorlardı. Şeyh Bedreddin in Timur dan sonraki bölünmede Aydın Beyi ne gidip görüşmesinin altında da bu yatıyordu. Anadolu yu tekrar toparlıyacak kişinin bütün TÜRKMENLER in desteğini sağlıyacak bir özelliğe, yani BOZOK soyundan olmasına ihtiyaç vardı.-
Bu da gösteriyor ki, OĞUZ TÖRESİ, TÜRK milletinde çok uzun süre yaşamış… Rıza Nur dan devam edelim:
– -ÖĞUZ HAN ın 6 oğlunun her birinin 4 oğlu oldu. Böylece OĞUZLAR IN 24 BOYU meydana geldi. OĞUZ HAN dan sonra GÜN HAN geçti.-
– -DENİZ HAN a İL HAN da derler. İL HAN ın hüküm sürdüğü bölgede (batıda) TATARLAR ile MOĞOLLAR sürekli çarpışırlardı. Genelde MOĞOLLAR galip gelirdi ama, sonuncu savaşta TATARLAR, MOĞOLLAR ı tuzağa düşürdüler ve yendiler. Çoğu öldü. Kalanlar da esir düştüler.-
Esirlerin arasında bulunan İL HAN ın oğlu KIYAN HAN ile yeğeni NOKTUZ karıları ile birlikte kaçtılar. Dağlar aştılar, dereler geçtiler. Öyle bir yere geldiler ki, suyu, avı bol, cennet gibi yemyeşil… Buraya ERGENEKON dediler. ERGENE -dağ beli-, KON da -konak yeri- demektir. MACARLAR bu yere ÖREK-HUN derler ki, ESKİ YURT anlamına gelir.
Biz Birinci Bölüm de demiştik ki:
– -Asur kaynaklarına göre SAKALAR, Kimmerler i kovalıyarak KAFKASLAR a geldiklerinde İSKİT (SAKA) hükümdarı GOG un un PARATİ ve MARATİ adında iki oğlu vardı. Bunlar sonradan MED ve PART hanedanlarının atalarıdır…SAKALAR Asurlar a yenildiler. (M.Ö.662) Ancak M.Ö. 628 de Süryanice yazılmış olan İSKENDER adlı eser onlardan -GOG ve MAGOG süvarileri- diye söz eder. Öyleyse bunlar iki kardeş boydur. GOG GOGARLAR ın, MOG da MOGARLAR ın atasıdır. MOGAR, Macar efsanelerinde geçen bir kelimedir. Öyleyse MACARLAR ın ve MOGOLLAR ın ataları ANADOLU da yaşamıştır. Hem Macarlar içinde, hem de Orhun kitabelerinde bir Kürt boyundan söz edilmesi ancak böyle mümkün olabilir!… OĞUZLAR GOG, MOGOLLAR MOG SOYUNDANDIR VE HER İKİSİ KARDEŞTİR… ERGENEKON DA ASYA DA DEĞİL, ANADOLU D8 VE ERGANİ DEDİR. Yörede bir de MADEN DAĞI vardır.- (34)
TÜRK ile MOĞOL un aynı soydan geldiğini, zaman içinde bunların aralarına mesafeler girdiğini, ancak CENGİZ HAN ile birlikte her iki boyun kaderinin tekrar birleştiğini göz önünde tutarsak, ve Asya nın hiç bir yerinde ERGENEKON diye bir mevkiye rastlanmadığını düşünürsek, ERGANİ nin ve MADEN DAĞI nın ERGENEKON ile bağlantılı olduğu tezimiz daha kolay anlaşılır. Unutulmamalıdır ki, TÜRKLER Asya dan tekrar ANADOLU ya döndüklerinde pek çok yere Asya kökenli adlar vermişlerdir. Horasan ve Talas bunların başında gelir. Bu yerler hâlâ Asya da mevcuttur. Ama Asya da TANRI DAĞI vardır da, ERGENEKON yoktur. Orada olmadığı için yoktur. Ve ANADOLU daki ERGANİ, ERGENEKON un aslı olduğu için vardır.
ERGENEKON EFSANESİ kısaca şöyledir:
TUKYU EFSANESİ ne göre bu halk önceleri BATI DENİZİ nin veya HAZAR DENİZİ nin BATI kenarlarında oturuyorlardı. (Bu yerin DOĞU ANADOLU olduğu ve ERGANİ ye yakınlığı ortadadır.) Komşu bir kavim bunları yendi ve halkın tümünü yok etti. Yalnız kolunu bacağını yitirmiş bir tek delikanlı nasılsa sağ kaldı. Genci bulan bir DİŞİ KURT (ASENA) onu yiyeceğine besledi, iyileştirdi ve ondan gebe kaldı. Bir mağaraya yerleştiler. Kurt orada on tane oğlan doğurdu. Bunlardan ASENE ŞANE hepsinin lideri oldu. Kurdun iyiliğini unutmamak için de çadırın önüne KURT BAŞLI bir bayrak dikti.
HUN EFSANESİ nde ise HİYANG-HU hükümdarı iki güzel kızını TANRI ya sunmaya karar verir. Kızlarını kapattığı kulenin önüne bir kurt gelir ve bunu işaret sayan küçük kız kurttan hamile kalır. Çocuklar doğurur. HÜVEY-HÜLER (DOKUZ OĞUZLAR) bu çocukların soyundan gelir.
ERGENEKON DESTANI ndaki dağ bize göre ERGANİ yakınlarındaki MADEN DAĞI dır. Demircinin erittiği dağdan önlerine düşen BÖRTEÇİNE nin (BOZKURT)yardımı ile kurtulurlar. (35)
Yılmaz Öztuna ise, yabancı kaynaklara dayanarak ERGENEKON DESTANI nın geçtiği tarihi M.S. 400 lere atar. GÖKTÜRKLER in AŞİNA Sülelesi nin TABGAÇLAR tarafından katliama uğradığını (439), 500 ailenin kendilerini ALTAY Dağları nda bir vadiye atıp demircilik yaptıklarını GERÇEK GİBİ NAKLEDER. Onları vadiye götüren BİLGE ŞAD, çıkartan ise BUMİN KAĞAN dır. (36) Eğer bu kadar önemli bir olay, bu kadar yakın ve bu kadar iyi kayda geçmiş olsaydı, ALTAYLAR ın bir yerinde şimdi TÜRKLER tarafından türbe gibi ziyaret edilen bir vadi olurdu!.. Yoktur!
Biz deriz ki, nasıl GAVE olayında ISFAHANLI iki DEMİRCİ var ise, bu destan kapsamına giren iki benzer olay olabilir. Ve TÜRKLER i hep Orta Asya da, sadece Orta Asya da düşünme eğilimi, ikinci olayın birinciye kaynak yapılmasına yok açmıştır. Ama en eski metinlerde -HAZAR ın batısında- ifadesinin geçmesi, bizim tezimizin daha doğru olduğunu gösterir.
Bizce ERGENEKON dan çıkan TÜRK hakanı ya Fars efsanelerinde -demiri bulan kişi- diye geçen HUŞENG dir…Ya da NEVRUZ u (21 Mart) ERGENEKON BAYRAMI yapan CEMŞİD dir. Bu yüzdendir ki, Nevruz Asya nın en ucra köşelerine kadar kutlanır hale gelmiştir.
Bir hususu daha eklemek istiyoruz. Kürt ayırımcılar daima kendileri ile Türkler arasına engeller, farklılıklar koymaya çalışırlar.
Ama ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, ne Doğu eski metinleri, ne de Batılı ve artniyetli yazarlar onlara özledikleri şanlı bir geçmişi sağlıyamamışlardır. Arap görüşü Kürtler in -Farsların göçebe Arapları- olduğu şeklindedir. Yani -Farslardan bizim aşağılık bedevilere benziyenler- demek isterler. Fars görüşünü ise Firdevsi -aslı-nesli belli olmayan dağda, çölde yaşıyan TANRI tanımaz, şehir bilmez kişiler- şeklindedir. Batılılar ise çeşitli kurullarında Kürtler için -nizam-düzen bilmediklerinden devlet kuramaz- diye kararlar çıkarttılar. Bu aşağılayıcı ifadelerin yanında bir tek biz TÜRKLER, Kürt boylarını kendimizden saymışız… Onları GUR Türklerine bağlıyarak, OĞUZ soyundan geldiklerini söyliyerek, ORHUN KİTABELERİ ndeki KÜRT boyu ile yüceltmeye çalışmışız.
-DAĞ TÜRKÜ- tabirini -Resmi Devlet İdeolojisi- diye küçümsiyenler, -dağlılığın- Firdevsi den miras kaldığını bilmiyorlar!.. Biz bu itici ifadeyi, TÜRK kelimesi ile bütünleştirerek yumuşatmaya çalışmışız.
Kendini Kürt sayan vatandaşlarımız, iyi bilmelidirler ki, gelecekleri nasıl TÜRKLER ile bütünleşmekte yatıyorsa, gurur duyacakları bir kimliğe ve tarihe kavuşmaları da yine TÜRKLÜK ile mümkündür.
alıntı 01.03.2012