A—ANAV KÜLTÜR
(M.Ö. 4500 – M.Ö. 1000) : Orta Asya’nın en eski kültürüdür. Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat yakınlarındaki Anav bölgesinde ortaya çıkarılmıştır.
Burada yapılan kazılarda insanların, tarımla uğraştıkları, yerleşik hayata geçtikleri, dokumacılığı, topraktan ve bakırdan eşya yapmayı bildikleri koyun keçi sığır besledikleri anlaşılmıştır. Ayrıca at ilk kez bu kültürde görülmüştür.
B—AFANESYEVO KÜLTÜRÜ
(M.Ö. 3000 – M.Ö 1700) : Altay – Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiştir. Türklerin en eski kültür merkezi sayılmaktadır. Bölgede yaşayan insanların avcılık, hayvancılıkla uğraştıkları, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları tespit edilmiştir. Bu kültür geniş bir alanı etkileyerek Orta asya uygarlığının temelini oluşturmuştum.
C—ANDRONOVA KÜLTÜRÜ
(M.Ö. 1700 – M.Ö. 1200) : Altay dağları, Güney Sibirya ve Hazar’ın doğusuna kadar uzanan bölgede gelişmiştir. Orta Asya kültürleri içinde yayılma alanı en geniş olan kültürdür.
Afanesyevo kültürüne benzer ancak daha ileri bir seviyeye ulaşmıştır. Bu kültürde bakır araçların yanında ilk kez tunçtan ve altından yapılmış eşyalara rastlanmıştır. Bu eşyalar hayvan figürler ile süslenmiştir…
D—KARASUK KÜLTÜRÜ
(M.Ö. 1200 – M.Ö. 700) : Yenisey ırmağının kollarından biri olan Karasuk nehri çevresinde gelişmiştir. Orta Asya uygarlığında demir ilk kez bu bölgede işlenmiştir.
Bu kültüre ait üstü çadırla örtülü dört tekerlekli araba, keçeden çadır ve koyun yününden dokunmuş eşyalar bulunmuştur.
E—TAGAR KÜLTÜRÜ
(M.Ö. 700 – M.Ö. 100) : Abakan bölgesinde ortaya çıkarılan bu kültür Orta Asya’nın en yeni ve en gelişmiş kültür merkezidir. Bu kültür merkezinde üzerleri kabartma hayvan başı işlemeli süs eşyaları, iki yüzlü keskin hançerler, ok uçları, toka, taç, iğne, bilezik, küpe ve tarak gibi eşyalara rastlanmıştır.Köğmen Dağları, Kem, Kemçik, Uluğ-Kem ve Abakan Irmağı çevresinde ortaya çıkmıştır. Minusinsk adını da verdiğimiz bu bölgeye M.Ö. 700-600 yıllarında Kağnılı Türkler’den Ting-Ling boylarının yeni bir göçü vuku bulmuş ve bölgede hâkim Karasug Kültürü, Tagar Kültürü’ne inkılâp etmiştir.
F—TAŞTIK KÜLTÜRÜ
M.Ö. 300 – M.Ö. 400 yıllarına ait olup, Köğmen Dağları, Kem, Kemçik, Uluğ-Kem, Abakan Irmağı çevresinde ortaya çıkmıştır. Taştık Kültürü kalıntıları arasında çeşitli küçük hayvan heykelleri ve tasvirleri arasında dağ keçisi motifi oldukça çok sayıda görülür.
Bu heykel ve tasvirler arasında Kök-Türk Kağan tamgasına benzer şekilde yanında bayrak direklerine dikilen dağ keçisi heykelleri de dikkati çeker.
Bu kültürün yaratıcıları M.Ö. 300 yıllarına doğru doğudan gelen Kağnılı Türk boylarıdır.
Tagar Kültürü’nü Taştık Kültürü hâline inkılâp ettiren bu boylar kısa bir zaman içinde bu kültürü bölgede Türkçe konuşan bütün topluluklara yaymıştır. Kiselev, Taştık Kültürü’nü doğrudan doğruya Kırgız ve Kök-Türk kültürlerinin öncüsü olarak kabul eder.
G—YASSI MEZARLAR KÜLTÜRÜ
Baykal Gölü’nün güneydoğusunda Ötüken Dağları (Hangay), Selenge, Orkun, Temir ırmakları ve Baykal Gölü çevresinde M.Ö. 1000 yıllarına doğru ortaya çıkan yassı taşlı mezarlar kültürü Geç Tunç Çağı devrinden kalmadır. Bu kültür Uygur Türkleri’nin ataları kabul edilen kuzeyli Ting-Lingler’in eseridir. Köğmen Dağları’nın güneydoğuya devamı olan Ötüken (Hangay) Dağları, Köğmen Dağları bölgesiyle beraber Türk dünyasının en eski merkezlerinden biridir. Burada ortaya çıkan bu kültür, Minusinsk bölgesinde ortaya çıkan Tagar Kültürü ile büyük benzerlik göstermektedir.
H—KELTEMİNAR KÜLTÜRÜ
(M.Ö. 3000) : Harizm bölgesinde ortaya çıkarılmış kültür merkezidir. Bu kültürde balıkçılık ve avcılıkla uğraşılmıştır.
I—ALTAY KÜLTÜRÜ
Pek çok kültür alanını içine alan geniş bir kültür merkezidir…
Kültürel geleneklerin çözülüşü, Altay bölgesinde, M.Ö. 6’ncı ve 4’ncü yüzyıllar ila 8’nci ve 7’nci yüzyıllara ait anıtlar karşılaştırıldığında rahatlıkla gözlenebilir. M.Ö. 8’nci ve 7’nci yüzyıllarda kendi etnik yapıları içinde heterojen olan kabileler, genellikle ölülerini, antik zemin düzeyine veya daha ziyade derin olmayan mezarlara gömüyorlar ve cesedin başını da kuzeybatıya çeviriyorlardı. Onlar mezara ölüyle birlikte kilden yapılmış kaplar da koyuyorlardı. Atlar insandan ayrı olarak gömülüyordu. Bu dönemde Altay’daki kabilelerle Orta Asya ve Yakın Doğu halkları arasında istikrarlı ilişkiler kurulmuştu.Güney Sibirya’da Altay Dağı eteklerinde bulunan Pazırık Kurganlarından 5. kurganda bulunmuştur. 1947—1949 yıllarında arkeolog S.Rudenko tarafından bulunmuştur. Yaklaşık 2500 yıllıktır. (Karbon testinde M.Ö. 383-200 yılları arasına ait olduğu saptanmıştır.)Necattin KÖKTEN