Matematik

MATEMATİK DERSİNE NASIL ÇALIŞMALISINIZ?
Bildiğiniz gibi Matematik dersi, her zaman için diğer derslerden daha zor kabul edilmekte ve birçok öğrenciyi bu anlamda zorlamaktadır. Yeni sınav sistemine bakıldığında, özellikle ÖSS’nin ilk bölümündeki Matematik sorularının tüm branşlara (SAY, EA, SÖZ) çok önemli bir katkı sağladığını pekâlâ görebiliyoruz. Sınavın ikinci bölümünde ise, Matematik dersinin özellikle Sayısal ve Eşit-Ağırlık öğrencileri için çok büyük bir öneme sahip olduğunu da ayrıca belirtmek durumundayız.
Elbette ki, bu kadar önemli olan bir derse nasıl çalışacağımıza ilişkin birçok teknik bulunmaktadır. Örneğin, Not Alarak Çalışma, Yineleme Alıştırmaları (Egzersizleri), Anlamlandırma ve Modellendirme Teknikleri, Örgütleme ve Sonuçlandırma Teknikleri, Bilgileri Şemalandırma (Çizelgeleştirme) Teknikleri, Duygusal Özerlik ve Güvenlik Alanı Oluşturma (Önyargılardan Uzaklaşma) Teknikleri, Hatalar Üzerinden Sağlama Yapmak: Tümevarım-Tümdengelim Teknikleri gibi…
Ancak biz burada sadece, bu teknikler arasından pedagojik olarak çok önemli olduğunu düşündüğümüz “Not Alarak Çalışmak” tekniği üzerinde duracağız. Fakat bu tekniği tüm detaylarıyla anlatmadan önce, bir anlaşma yapmamız gerekiyor.
Anlaşmamız şu: Bu tekniği harfiyen uygulayacak ve bu konuda ısrarcı olacaksınız. Evet, dilerseniz sözü fazla uzatmadan şimdi bu tekniği tüm yönleriyle ele almaya çalışalım.
Öğretmenlerinizi dinlerken düzenli notlar tutunuz.
Bildiğiniz gibi Matematik sözel bir ders olmadığı için; tersine, işlem gücü ve yetisi gerektirdiği için; ayrıca da sözel dersler gibi ezbere dayalı olarak kavranamayacağı için; başka deyişle kelimelerin değil, sayıların işletim sistemini kullandığı için; bu dersi dinlerken ya da çalışırken not almak bu bakımdan son derece önemlidir. Sözel bir dersi, yeniden okuyarak tekrar edebilirisiniz ama matematik dersini okuyarak veya bakarak kavrayamazsınız / çalışamazsınız.
Bu nedenle ilk kuralımızı şimdiden söylemek isterim: “Matematik, bakarak değil; yazarak çalışılan bir derstir.”
Denilebilir ki bu nedenle Matematik dersinde not almak son derece önemlidir. Çünkü aldığınız notlar sizin anlama ve kavrama yüzdenizi belgelediği için, notlarınızdaki eksiklikleri gidermek için yapacağınız çalışmalarla konunun tamamı marke edebilmek gibi bir imkana da sahip olursunuz. Aksi hâlde elinizde ders notlarınız olmadan özel ders bile alsanız, nereyi anlamadığınızı dahi ifade edemezsiniz. Veya size özel ders veren öğretmen de nerede eksik kaldığınızı bu nedenle öngöremez. Demek ki aldığınız notlar size konuyu kavramada ve pekiştirmekte rehberlik ederler. Ayrıca ders notlarınız, yalnızca size âit kısaltmaları da içerebileceği için; böylece soru çözümlerinde kendinize özel bir alfabe de icat etmiş olursunuz. Bu alfabe sayesinde de giderek pratiklik ve zaman kazanırsınız.
Bu konuda başkalarının notlarını kullanabilirim yanılgısına da düşmeyin. Bin bir güçlükle başkalarının notlarına ve ders özeti fotokopilerine ulaşsanız da, eve gidip çalışmaya başlar başlamaz tüm isteğinizi tâ en baştan kaybedersiniz. Çünkü notları tutan arkadaşınızın not ve kısaltmaları doğal olarak size farklı gelecektir.
Ayrıca, arkadaşınızın notlarını ve kısaltmalarını çözmek, ayrıca yazı karakterini çözebilmek ve nasıl süzgeçleme ile özet çıkarabildiğini anlamak saatlerce zamanınızı alacaktır. Hâlbuki bu notlar, kendi notlarınız olsaydı, sadece o notlara göz gezdirmeniz ve örnekler üzerinde durarak benzer ve türdeş soruları yazarak tekrar çözmeniz pek tabiî ki yeterli olabilecekti!
Tam olarak söylemek istediğimiz şu arkadaşlar: Mutlaka öğretmeninizi dinlerken not alın. Çünkü bu alışkanlığın size şu faydaları olacaktır.
a) Notlarınızı eksiksiz alırsanız, gerek duyduğunuzda çok kolay bir şekilde tekrar yapabileceğiniz bir ek kaynak elde etmiş olursunuz.
b) Notlarınızdaki mantıksallaştırma ve oluşturduğunuz özgün alfabe, tarz ya da kısaltmalar, size özgü olacağı için konuları tekrar gözden geçirme çalışmalarınız çok daha verimli ve pratik olacaktır. Daha az zaman alacaktır. Böylece, şifre çözmekle (dekoderlik yapmakla) uğraşmak zorunda kalmaz, zamanınızı çok daha ekonomik ve verimli bir şekilde kullanmış olursunuz.
c) Not alırken hem görsel, dokunsal ve işitsel, hem de bilişsel ve psiko-motor faaliyetlerinizi kullandığınız için, bilgileriniz görsel zekânız yanında diğer psiko-biyolojik bileşenlerle ilişkileneceği için, ayrıca bu sâyede kalıcı ve derinlemesine bir öğrenme süreci yaşantılamış / deneyimlemiş olursunuz.
d) Not alarak çalışmak veya dersi not alarak dinlemek; size okuyarak ve anlayarak not almak, hızlı analiz yapabilmek, yazarak çalışabilmek, çözerek ve anlayarak işlem becerisi edinmek gibi son derece temel alışkanlıkları kazandıracaktır. Sonuç olarak bu temel beceri ve alışkanlıklar —sonuçta zaman kazandıracağı için— tüm çalışmalarınız için güdeleyici ve belirleyici de olacaktır.
Çünkü ÖSS aynı zamanda süreli bir sınav olarak 3 saat 15 dakikalık bir zaman dilimiyle sınırlı olduğu için, çalışmalarınızda yazarak ve not alarak işlem gücünüzü geliştirmeye özen gösterirseniz, kazanacak olduğunuz hız ve pratiklik ile sınavın geneli itibariyle kendinize en az “ek 5 dakikalık bir süre” de yaratabilirsiniz. Bu ek sürede 2 soru daha çözdüğünüzü ve + 1,5 puan kazandığınızı varsayarsak, bu ek puan ile en az 10.000 kişiyi geride bırakmış olursunuz. Bu bakımdan sonuç olarak, işlem becerisinin, hız ve tekniğin ya da pratikliğin, ancak-ve-ancak not alarak çalışma ile kazanılabileceğini aslâ unutmayınız.
Demek ki; okuldan veyâ dershaneden sonra eve gittiğinizde defterinizdeki notları temize çekerek veya tekrar yazarak çalışmalıyız. Diğer taraftan konuyu anlamadan aslâ konuyla ilgili sorulara geçmeyin. Çünkü bunu yaptığınızda, yâni soruları çözemediğinizde tâ en baştan o derse veya konuya ilişkin bir önyargı veyâ duraksatıcı olumsuz bir inanç geliştirmiş olursunuz. Bu kez de, bu olumsuz inançları ve önyargıları ortadan kaldırmak için daha çok enerjiye ve odaklanmaya ihtiyaç duymak zorunda kalırsınız. Bu ise hem zaman israfı, hem de enerji ve sinerji israfı olacaktır.
Bu nedenle konuyu anladığınıza inandığınızda önce çözümlü sorulardan, daha sonra da benzer, örnek ve türdeş sorulardan, en son aşamada da test sorularından çözümlemeler yapıp bilgilerinizi pekiştirmeye çalışın.
Soru çözümlerinizi daha derinlikli hâle getirmek için ise, aşağıdaki basamakları takip etmenizi tavsiye ederiz.
-Soru çözerken problemlerde verilenleri ve istenenleri düzenli olarak bir kenara yazmayı ya da not etmeyi unutmayınız.
-Soru çözerken sizi sonuca götürecek ipuçlarını belirleyin.
-Verilenleri işlem sırasına göre uygulayın.
-Mantıksal silsile ile cevaba ulaşmaya ulaşın. Bu silsile daha sonra cevabı kontrol ederken veya cevabın sağlamasını yaparken oldukça işinize yarayacaktır.
-Sonucu bulun ve sağlamasını yapın.
-Unutmayın! Matematik dersini öğrenmek, bisiklete binmeyi öğrenmek gibidir. Matematik de, yaparak ve yaşayarak, düşerek ve kalkarak öğrenilir. Bu nedenle bol bol işlem yapın, eksiklerinizi tespit edin ve ek kaynaklarla ya da etütlerle eksiklerinizi gidermeye çalışın.
-Özetle, bu derste başarısız olduğunuzda bile kendinizi motive etmelisiniz ve “Her başarısızlık bir sonraki başarının ilk adımıdır.” sözünü kendinize rehber edinmelisiniz. Daha doğrusu başarısızlıklarınızı yeni bir öğrenme deneyimine dönüştürebilecek şekilde ele almalı ve bu hareket noktasını elinize geçmiş eşsiz fırsat olarak görmelisiniz.
Evet, toparlamak gerekirse, demek ki öğrenmenin ilk adımı kişinin bilmediğini fark etmesidir. Öyleyse öncelikli olarak Matematik dersi bakımından kendinizin hangi durumda olduğunu belirlemelisiniz. Bunun için size bazı ölçütler verebiliriz:
a) “Soruları çözümleme kabiliyetim az ve konuları anlayamıyorum” diyenlere ilk tavsiyemiz temel konuları çalışmalarıdır. Bu konular, Rasyonel Sayılar, Sayılar ve İşlemler, Üslü ve Köklü İfadeler, Çarpanlara Ayırma ve Özdeşlikler ya da Denklemlerdir. Bu konular Matematiğin alfabesi başka deyişle ABC’ sidir. Bu temel konular mutlaka anlaşılmalı ve özümsenmelidir. Matematik dersinin işletim sistemi ya da yazılım programı olan bu temel derslerin sağlayacak olduğu hazır oluşluk ve bakış açısıyla bir sonraki konulara ve aşamalara geçilmelidir.
b) “Soruları çözümleme kabiliyetim iyi; fakat ileri düzey konulara yabancıyım.” diyen öğrencilerimize ilk tavsiyemiz ise, bilgi eksiği olan konuların tam olarak öğrenilmesi ve pekiştirilmesidir. İzlenmesi gereken yol, bu konulardan kaynak taramaları yaparak konuyla ilgili bilgi ve deneyimlerinizi artırmak ve bu anlamda teknikalitenizi geliştirmektir. Unutmayın, işlem kabiliyetinizin iyi olması, Matematik konularını öğrenebileceğinizi de gösterir. Size düşen bu kabiliyeti daha da geliştirmek, işlevsel hâle getirmek ve sonuçta temel bir beceri ya da alışkanlık olarak içselleştirmektir.
c) “Konuları anlıyorum; fakat soruları çözümleme kabiliyetim az.” şeklinde durumunu tarif eden öğrencilerimize ilk tavsiyemiz ise bol bol soru çözmeleridir. Bu soru çözümlerini yapıyorken uygulamanız gereken “Eksen’e Özel Ders Çalışma Programı” ise “eksen ders çalışma yönergesi” içersinde size ayrıca sunulacaktır.
d) “Soruları çözümleme kabiliyetim iyi, hem de konuları biliyorum; fakat çok yanlış yapıyorum.” biçiminde yakınan öğrencilerimize ilk tavsiyemiz ise soruları dikkatle çözmeleridir. Nefes egzersizleri yapmaları, kendilerini dinlendirmeyi öğrenmeleri, uyku düzenlerine dikkat etmeleri, meyve ve sebze yiyerek stres faktörünü önlemeleri gerekmektedir.
Kaldı ki, işlem kabiliyetiniz iyi ve konuları biliyorsanız Matematikle ilgili sorununuz zaten çözülmüş demektir. Tek yapmanız gereken, özgüveninizi besleyecek aktivitelere yönelmek, sorulara karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirmek, işlem becerinizi geliştirmek ve farklı kaynaklardan çalışarak, farklı soru tiplemelerine karşı da bir tanışıklık ve aşinâlık kazanmaktır.
Özetle, ne tür soru gelirse gelsin; kendi kavramsal uzayınızda, muhtemel tüm sorulara karşı çözüm girişimleri / önerileri ya da başa çıkma stratejileri kazanabileceğiniz idmanlar (etütler, birebir dersler ve ek deneme sınavları) yapmanız gerekmektedir.
Unutmayın! Yanlış yapmamanın veya az yanlış yapmanın en güzel yolu, bol bol soru çözmektir. Ancak, bu atölye çalışmaları yapıldıktan sonra da, yanlış çözülen soruların kritiği mutlaka yapılmalı, hatâlar ve eksiklikler giderilmeli ve böylece de bilgi dağarcığımızda o konuya ilişkin gerekli pansumanlar ve restorasyonlar mutlaka gerçekleştirilmelidir.

www.tarihtendersler.com