II.DÜNYA SAVAŞI 1939-1945
SAVAŞIN NEDENLERİ
a) Versay O Kadar Ağır Şartlar Taşıyordu ki
· Savaş sonunda imzalanan barış antlaşmaları ve özellikle de Versay, harita üzerinde bir düzen getirmekle beraber, uluslararası alanda istikrarsız ve dengesiz bir yapı oluşturmuştur. Savaş sonrası dönemde yaşanan ağır ekonomik sorunlar özellikle Alman halkını büyük bir bunalımla karşı karşıya getirdi. Bu durumun da etkisiyle barış antlaşmaları ancak 1930 yılma kadar korunabildi.
· Hitler′in en önemli önceliği de Versay Antlaşması′nı geçersiz kılmak idi. Bu nedenle askeri etkinliğini artırmak ve Alman ordusunu tekrar eski işlevselliğine kavuşturmak için çalışmalara hız verdi.
b) Milletler Cemiyeti Etkisiz Kaldı
Dünya Savaşı′nın ardından dünya barışını korumak ve devletler arası uyuşmazlıklara siyasi çözümler bulmak amacıyla kurulan Milletler Cemiyeti, kendisine yüklenen misyonu yerine getirmekten uzaktı.
C) İtalya′da Faşistlerin Yayılmacı Bir Dış Politika İzlemeleri
· Milletler Cemiyeti, hızla silahlanan ve yayılmacı politikalara yönelen Japonya′nın dışında, Mussolini yönetimindeki İtalya′nın Habeşistan′ı işgaline karşı da somut çözümler üretemedi.
· Örgütün kurulması fikrini ortaya atan ve bunun için ciddi çaba harcayan ABD, örgütün üyesi olmamıştı. Örgütün kararlarına uymayan devletlere karşı nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine ilişkin fikir birliği sağlanamıyordu. 1931 yılında Japonya′nın uluslararası bütün uyarılara karşın Çin′e ait Mançurya bölgesini işi etmesi bu kafa karışıklığını net bir biçimde ortaya çıkardı.
d) Alman Saldırganlığı Engellenemedi
· Milletler Cemiyeti′nin etkisizliği Hitler′i 1936′da Almanya′nın Ren Irmağı′nın batısında kalan topraklarına asker sokma konusunda cesaretlendirmiştir. Halbuki Almanya ile Milletler Cemiyeti arasında yapılan 1925 yılında imzalanan antlaşma gereğince söz konusu bölgede hiçbir devletin askeri varlığı olmayacaktı. Milletler Cemiyeti bu gelişme karşısında da protesto etmekten öte bir adım atamadı.
e) Bloklaşmalar Belirginleşti· Almanya, İtalya ile birlikte İspanya′da yaşanan iç savaşta faşist General Franco′nun yanında yer aldı. Franco′ya asker desteği sağladı. Almanya, İtalya ve Japonya bir blok oluşturdu. Almanya′nın başını çektiği bu grup Mihver Devletler olarak adlandırıldı
ALMAN ve İTALYAN İDEOLOJİLERİ
ALMANYA ve NAZİZM
· Hitler, Alman milletini siyasi bakımdan Avrupa topraklarındaki ki güçlü durumuna tekrar ulaştırmayı hedeflemiştir. Alman ırkının bir an önce temizlenmesi gerektiğini savunan Hitler, tüm Dünya buna karşı gelse bile bunu, bir vatan görevi sayıp yola çıkmanın gerekliliğini ileri sürüyordu.
· Nazizm (Nasyonal Sosyalizm) fikri bu şekilde ortaya çıkarak zamanla gelişti. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi gün geçtikçe yaygınlık ve taraftar kazandı.
· Nazi Partisi 1924 Mayıs seçimlerinde ilk defa Alman parlamentosuna girdi. Versay Atlaşması’nın da etkisi, Alman ırkının üstünlüğü ve Yahudi düşmanlığını ileri süre-nek, hazırladıkları parti programlarıyla ön plana çıktı. 1930 seçimlerinde aldığı %18 e ikinci parti oldu. 1931′de Cumhurbaşkanı seçilen Hindenburg, Nazi Partisi lideri Adolf Hitler′i 1933′te başbakan yaptı.
İTALYA ve FAŞİZM
İtalya, I. Dünya Savaşı′nda galip taraf arasında yer almasına karşın beklediği kazanımları elde edememişti. Savaş sonrası ülkede yaşanan büyük ekonomik çöküntü ve siyasi kargaşa ortamında Benito Mussolini′nin Faşist Parti′si öne çıktı. Mussolini, İtalyanlara ülkenin problemlerini çözeceğini vaat ediyor ve Roma İmparatorluğu′nun eski görkemli günlerine geri dönüleceğine söz veriyordu.
Ekim 1922′de İtalya kralını tehdit ederek iktidarı elde eden Mussolini ülkedeki partileri kapattı. Sendikal hareketleri kanun dışı ilan etti, Kitap yayıncılığına ve gazetelere sıkı bir sansür uygulamaya başladı. Eğitimi sıkı bir kontrol altına aldı.
Faşist iktidar döneminde ulaşım alanında yapılan yatırımlar ve çiftçilerin devlet tarafından ciddi şekilde teşvik edilmesi, ülke ekonomisinin bir düzelme sürecine girmesine yol açmıştır. Yaşanan bu süreç tarım ve endüstrinin canlanmasını sağlamış, bunun sonucunda İtalya′da işsizlik azalmıştır. Bütün bu gelişmeler İtalyan halkının Musoİini′ye desteğini artırdı.
Almanya,İtalya ve Japonya′nın Amacı Ne? Hitlerin iktidara gelişiyle birlikte Almanya′nın değişen dış politikası şu hedeflere yöneldi:
♦ Versay Antlaşmasının kısıtlamalarından kurtulmak
♦ Tek millet, tek devlet ilkesini hayata geçirmek
♦ Alman milletine bir hayat alanı (Lebensraum) oluşturmak
Hitler iktidara gelişinin ardından hızla silahlanmaya başlamış ve asker sayısını artırarak Versay′ı açık bir şekilde çiğnemiştir. Almanya′nın Versay Antlaşması′nı bu şekilde taraflı olarak geçersiz sayması, Fransa, İngiltere ve Sovyetler Birliği tarafından tepki ve endişe ile karşılandı.
İtalya,Akdeniz′e kıyısı olan bazı topraklar üzerinde egemenlik kurarak bu bölgede ve Orta Doğu′da etkinliğini artırmayı hedeflendi. Habeşistan′ın 1935 yılında işgal edilmesi bu yönde atılmış bir adım niteliği taşımaktadır.
Japonya ise Uzak Doğu′da sömürgeler elde etmek amacında idi. Bu girişim Uzak Doğu′da sömürgeleri bulunan Batılı ülkeleri tedirgin etmiştir. Japon yönetimi 27 Eylül 1940′da Almanya ve İtalya ile Üçlü Pakt′ı imzaladı.
II. DÜNYA SAVAŞI′NIN BAŞLAMASI ve YAYILMASI
Mihver Devletleri
Ø Almanya
Ø İtalya
Ø Japonya
Ø Finlandiya
Ø Romanya
Ø Macaristan
Ø Bulgaristan
Müttefik Devletler
Ø İngiltere
Ø Fransa
Ø SSCB
Ø ABD
Ø Avusturalya
Ø Kanada
Ø G.Afrika
Savaş Avrupa′da Başlıyor…
Almanya′nın giderek artan tehditleri İngiltere,Fransa ve Sovyetler Birliğini ittifak yapmaya zorladı. İlk olarak Fransa ve Sovyetler işbirliğine gitmiş, bu işbirliği Almanya tarafından Locarno Anlaşması′na aykırı bulunmuştur.
Milletler Cemiyeti′nin İtalya-Habeşistan sorunuyla uğraşması, İngiltere ile İtalya′nın arasının bozulması ve İtalya yüzünden Fransa ve İngiltere′nin arasının açılmasını fırsat bile Almanlar, Ren boylarına asker soktu.
İtalya′nın Habeşistan′ı işgali tepkilere yol açmış, bu tepkiler İtalya′yı Almanya ile ittifak yöneltmiştir. Bu şekilde 2. Dünya Savaşı sonuna kadar devem edecek olan Berlin-Roma mihveri Kasım 1936′da kurulmuş oluyordu. Diğer yandan Almanya ile Japonya arasında Sovyetler Birliği′ne karşı Berlin-Tokyo Mihveri oluşturulmuş ve adına Anti-Komintern Paktı denmiştir.
Almanlar Avusturya′yı İşgal Ediyor…· Alman zırhlarının 12 Mart 1938′de günü Viyana′ya girmesiyle Avusturya Alman işgali altına girdi. Hitler′in bu girişimine ciddi bir tepki gösterilmemiştir.
· Almanya′nın Avusturya′dan sonra Çekoslovakya′ya girmesinden çekinen Sovyetler Birliği, Almanya ile işbirliğine yöneldi. Almanya′nın yeni hedefe gerçekten de Çekoslovakya idi. İngiltere ve Fransa′nın, 29 Eylül 1938′de topladığı Münih Konferansı′nda, Südet bölgesinin Almanlara teslim edilmesi ve Çekoslovakya′nın dağıtılması kararlaştırıldı. Slovakya da bağımsız oldu.
· Sovyet yönetimi bu konferansa çağrılmaması üzerine İngiltere ve Fransa olan ittifakını sona erdirmiş Almanla işbirliğine hız vermiştir.
Alman-Sovyet İttifakı
Almanya, Ağustos 1939′da Sovyetler Birliği ile bir saldırmazlık anlaşması, imzaladıktan sonra 1 Eylülde Polonya topraklarını işgale başladı. İngiltere ile Fransa 3 Eylülde Almanya′ya savaş ilan etti. Avustralya, Kanada ve Güney Afrika′nın da aralarında bulunduğu birçok farklı ülke İngiltere ve Fransa′nın yanında yer aldı.
Almanların yeni savaş stratejisi “Blitzkrieg” ile Polonya cephesinde başarı elde etti. 17 Eylül’de. Sovyetler Birliği de Alman-Sovyet Paktı uyarınca Polonya′nın doğusunu işgale başladı. Direnişi imkansız bir hal alan Polonya dört hafta içinde teslim olmak zorunda kaldı. 80 bin kadar Polonya askeri mücadeleyi sürdürmek amacıyla önce Romanya′ya daha sonra da Fransa′ya giderek burada toplandı.
İşgali Yayılıyor, Batılı Devletler Beklemede Bu gelişmeler yaşanırken Batılı müttefikler hareketsiz kaldı. Fransızlar Almanya sınırlarında savunma amaçlı olarak oluşturdukları Maginot Hattı′nın gerisinde durdu. Kuzeydeki İngiliz birlikleri, Belçika′nın savaşa nedeniyle Almanlarla hiç karşılaşmadı.Fransa ve İngiltere ordularını modernize etme telaşı içindeydi.
Ø Bir Alman saldırısından çekinen Sovyetler batıda tampon bir bölge oluşturmak amacıyla Ekim 1939′da Estonya, Letonya Litvanya′yı işgal etti. Ardından Finlandiya topraklarına asker sokmak için izin istedi.
Nisan 1940’ta Almanlar:
· Denizaltıları için üsler kurmak,
· İsveç’in kuzeyinden elde edilen ve denizyoluyla Norveç′in Narvik limanına getirilen demiri denetim altında tutmak
Amacıyla Norveç′e saldırdı. Norveç′i 9 Haziranda teslim olmak zorunda bıraktı. Almanlar bölgede Müttefiklerin asker çıkarma girişimlerini önleyebilecek hava üsleri kurdu.Nisan ayında Alman saldırısına uğrayan Danimarka da direnemedi.
İlk Hedef Fransa
10 Mayıs 1940 başlayan Alman saldırısı, kısa sürede tarafsızlığını ilan etmiş olan Belçika,Hollanda ve Lüksemburg′un işgaliyle sonuçlandı. Yardıma gelen İngiliz ve Fransız orduları püskürtüldü. Alman tankları Ardennes bölgesini geçerek 14 Mayısta Seda cephesini deldi. Rahat bir şekilde Fransa içlerine ilerleyen Alman zırhlıları denize ulaşarak birliklerinin önemli bir bölümünü kıyı bölgesinde kuşattı.
Hollanda 15 Mayıs’ta Belçika 27 Mayısta teslim oldu. Tüm askeri malzemelerini bırakarak kaçan yaklaşık 340.000 İngiliz ve Fransız askeri, güçlükle Dunkerque bölgesine ulaştı ve İngiltere’ye geçirilerek kurtarılabildi.
10 Haziranda, İtalya Fransa′ya savaş ilan etti. 14 Haziran 1940′da Almanlar Paris′e girmeyi başardı. Fransızlar ateşkes imzalamak zorunda kaldı. Alman birlikleri Fransa′nın kuzeyini ve Atlas Okyanusu kıyılarını işgal etti. 92.000 civarında kayıp veren Fransızlar birkaç hafta içinde tarihinin en büyük yenilgilerinden birini yaşadı. Fransız Mareşal Petain, Vichy′de Almanların denetiminde bir Fransız hükümeti kurdu.
İngiltere′ye geçen ve burada Özgür Fransa Hareketi′ni başlatan General Charles de Gaulle Alman işgaline karşı direnişi sürdürdü.
Almanlar İngiltere′ye Saldırıyor…
Hitler′in bir sonraki hedefi İngiltere idi. Britanya′ya asker çıkarmak isteyen Almanlar, İngiliz direnişini ve deniz gücünü çökertebilmek için Güney İngiltere′deki havaalanlarını ve limanlarını her gün bombalamaya başladı. Londra′ya ve İngiltere′nin iç bölgelerine yönelen bu bombardıman sonucunda bir yıl içinde yaklaşık 43 bin sivil hayatını kaybetti. 50 bin kişi de yaralandı.
Alman Saldırıları Sovyet Topraklarına Yöneliyor…
Hitler′in Sovyetlerle 1939′da yaptığı saldırmazlık anlaşmasının amacı, Almanya′nın aynı anda hem batıda, hem de doğuda savaşmasını önlemekti. Alman ordularının 1940′ta Fransa′yı çökertmesi, Hitler′in Sovyetler Birliği′ne saldırma kararı almasına yol açtı.
Adolf Hitler, olabildiğince kısa bir sürede Sovyet toprakları üzerinden Ortadoğu′ya inmeyi planlıyordu. Bu amaçla Haziran 1941′de Alman, Fin, Bulgar, Macar ve Romen birliklerinden oluşan yaklaşık 5,5 milyon asker ve 3.800 tank Leningrad, Moskova ve Kiev yönünde ilerlemeye başladı. Böylece II. Dünya Savaşının Doğu Cephesi savaşlarının açılış hamleleri sayılabilecek Barbarossa Harekatı başlamış oldu. Bu topyekun saldırı karşısında tutunamayan Kızıl ordu çöktü. Üç ay sonra Leningrad ve Moskova′nın dış bölgelerine kadar ilerlendi. Ukrayna da işgal edilmişti.
Almanya İçin Sonun Başlangıcı…
Ama kışın gelmesi, ikmal güçlükleri ve Rus direnişinin giderek kendini toparlaması ve sertleşmesi üzerine Alman orduları yavaşladı. Alman birlikleri Aralık 1941′de Moskova önlerinde durmak zorunda kaldı.
Almanlar harekatın kış gelmeden tamamlanacağını öngördüğü için, Alman birlikleri kış şartlarına uygun şekilde donatılmamıştı. İşte bu şartlar altında Sovyet karşı saldırısı başladı. Büyük kayıplar veren Alman birlikleri, Sovyet topraklarında tutunabil-melerine karşın önemli oranda güç kaybına uğradı.
Kafkasya bölgesine girerek petrol yataklarını ele geçirmeyi hedefleyen Almanlar, I942′de Ağustostaki kısmi başarılarına karşın Stalingrad kentine yönelik saldırılarda başarısız oldu. Kışın karşı saldırıya geçen Sovyet birlikleri Şubat 1943′te Alman batiklerini teslim aldı.
Stalingrad çarpışmaları 2. Dünya Savaşı′nın en büyük kara çarpışmalarından birisidir ve Almanları, Kafkasya′dan çekilmek zorunda bırakmıştır. Sovyet orduları 1944 başında Polonya ve Romanya′ya girdi.
ABD Savaşa Giriyor…
ABD başlangıçtan itibaren savaşta tarafsız durumda idi. Amerikan kamuoyu ABD′nin savaşa girmesine veya taraflardan birine doğrudan müdahale etmesine karşıydı. Ancak ABD yönetimi Mart 1941′de kabul edilen “Ödünç Verme ve Kiralama Yasası” ile kendi güvenliğini koruma açısından gerekli gördüğü devletlere malzeme yardımında bulunuyordu.Önce İngiltere, sonra da Sovyetler Birliği bu yasadan yararlanarak ABD′den destek elde etti.
9 Ağustos 1941 ′de Mihver devletlere karşı zafere ulaşabilmek için alınacak önlemleri saptamak amacıyla bir araya gelen İngiltere Başbakanı Churchill ve ABD Başkanı Roosevelt, Atlantik Bildirisi′ni yayınlayarak şunları ilan ettiler:
♦ Topraklarımızı genişletmek niyetinde değiliz:
♦ Bütün uluslara güvenle hayat sürme imkanı sağlayacak bir barışın yapılmasını istiyoruz.
Japonlar Pearl Harbour′u Basıyor…·
7 Aralık 1941’de Pazar günü sabah saatlerinde Japon uçak gemilerinden havalanan 360 civarında savaş uçağı, Havai Adaları′nda bulunan Pearl Harbour deniz üssünde demirli ABD savaş gemilerine savaş ilanı olmaksızın saldırdı. Japonya, ABD′yi etkisiz hale getirmek istiyordu.
· Pearl Harbour baskınını izleyen günlerde ABD ve Filipin güçlerini yenilgiye uğratan Japonlar, Mayıs 1942′de Filipinleri ele geçirdi. Saldırılarını devam ettiren Japonlar, ABD′ye ait Guam ve Wake adaları ile İngiltere′ye ait Hong Kong′u aldı.
· Singapur 1942 Şubatında Japonlara teslim oldu. Brunei, Borneo, Timor, Cava, Sumatra da Japonya′nın eline geçti. Müttefik deniz güçleri buralarda büyük kayıplar verdi, Ayrıca Birmanya′yı da işgal eden Japonlar, İngiliz birliklerini Hindistan′a çekilmek zorunda bıraktı.
Avrupa′da Deniz Savaşları Şu bir gerçek ki savaş başladığında İngiltere ve Fransa donanmaları, Alman donanmasından çok daha güçlü idi. Ancak donanmasını etkin biçimde kullanan Almanlar, sayısı hızla artan savaş gemileri ve özellikle de denizaltılarıyla ticaret gemilerine zarar verebiliyordu.
Müttefiklerin asker, savaş araç ve gereçleri taşıyan ticaret gemileri savaş gemilerinin koruması altında yol alabiliyordu. Uçak gemilerinden ve hava üslerinden kalkan savaş uçakları da deniz savaşlarına katılıyordu. Alman denizaltıları Müttefiklere ait binlerce ticaret gemisini batırdı. Buna karşılık Almanların kaybettiği denizaltı sayısı 782 idi.
Kuzey Afrika Çıkarması
Müttefikler, düşmanı önce Kuzey Afrika′dan sürmeye karar verdiler. Bu nedenle, General Eisenhovver komutasındaki İngiliz ve ABD askerlerinden oluşan 100 bin kişilik bir kuvvet Fas ve Cezayir kıyılarına çıkarma yaptı. Tunus′a doğru ilerleyen Müttefikler Tunus bölgesinde yaşanan çarpışmalardan sonra Mayıs 1943′te Alman ve İtalyan kuvvetlerini çökertti.
· Müttefikler Temmuz 1943 Sicilya′yı işgal etti. Sicilya′nın kaybı ve İtalya′nın bombalanması İtalyan lider Mussolini′yi çekilmek zorunda bıraktı. Eylül 1943′te İtalya teslim oldu ve Malta′daki donanmasına el konuldu. Müttefikler 3 Eylülde Güney İtalya′ya birkaç gün sonra da Salerno Körfezi′ne çıkarma yaptı. Alman birliklerinin direnişi ile karşılaşan, ancak buna rağmen kuzeye doğru ilerlemeyi başaran Müttefikler 4 Haziranda Roma′ya girdi.
II.DÜNYA SAVAŞI′NIN SONU
SAVAŞ SIRASINDA DÜZENLENEN KONFERANSLAR
KAZABLANKA KONFERANSI
II. Dünya Savaşı′nın seyri 1943 yılından itibaren Müttefiklerin lehine dönmeye başlayınca, savaşı sona erdirmek için Müttefikler arasındaki görüşmeler sıklaştı ve 14-24 Ocak 1943′te, ABD Başkanı Roosevelt, İngiltere Başbakanı Churchill arasında Kazablanka′da bir konferans toplandı.
Kazablanka Konferansı′nda alınan kararlar şunlardır:
1. Mihver Devletler ve Balkan müttefikleri ile kayıtsız şartsız teslim öngörmeyen bir barış yapılmayacaktır.
2. Alman, İtalyan ve Japon liderlerin yenilgiyi dünya kamuoyu önünde kabul etmeleri sağlanacaktır.
3. Sovyetler Birliği üzerindeki baskıyı azaltmak için Sicilya′ya çıkarma yapılacak ve Almanya üzerindeki baskı arttırılacaktır.
4. Balkanlarda ikinci bir cephenin açılması için Türkiye′nin savaşa katılması yö-nünde gerekli hazırlıklar yapılacaktır.
WASHİNGTON KONFERANSI Afrika cephesinin kapanmasının ardından, savaşın seyrini değerlendirmek için 12-26 Mayıs 1943′de Washington′da bir araya gelen ABD Başkanı
Roosevelt,İngiltere Başbakanı Churchill şu kararları aldı:
· İtalya′nın savaş dışı bırakılmasını sağlamak için bu ülke işgal edilecektir.
· Avrupa′da ikinci cephenin Fransa üzerinden açılması için hazırlıkların tamamlanması sağlanacaktır.
· Romanya petrol üretim bölgelerinin bombardımanı için Türk hava alanlarının kullanılması sağlanacaktır.
· Savaş sonrası dönemde barışı koruma sorumluluğu ABD, İngiltere, Sovyet Rus ve Çin′e verilecektir.
QUEBEC KONFERANSI İtalya’nın teslim olma kararı vermesiyle ortaya çıkan yeni durum karşısında Almanya′ya karşı açılacak ikinci cephe ile ilgili olarak 14-24 Ağustos 1943′te İngiltere Başbakanı Churchill, İngiliz Genelkurmayı ve Amerikan Genelkurmayı arasında Kanada′nın Quebec kentinde gerçekleşmiştir.
Bu konferansta,
♦ İngilizler, ikinci cephenin Fransa yerine, Türkiye′nin de savaşa katılmasıyla Balkanlar üzerinden açılmasında ısrar etmiş, fakat görüşünü kabul ettirememiştir.
♦ İkinci cephenin Fransa′da Normandiya kıyılarında açılmasına karar verilmiş ve bunun hazırlanması sorumluluğu da Amerikalılara bırakılmıştır.
♦ Almanya′nın bombalanmaya devam edilmesi ve İtalya′nın işgal edilmesine karar verilmiştir.
♦ Nükleer silah geliştirilmesi amacıyla bilgi paylaşımını öngören gizli bir anlaşma imzalanmıştır.
MOSKOVA KONFERANSISovyet yönetimi,
♦ Avrupa′da Almanya′ya karşı ikinci cephenin bir an önce açılması gerektiğini, ancak Batılı ülkelerin bu konuda yavaş davrandığını savunuyordu.
♦ ABD′nin kendilerine yardımda bulunmasını istemiştir. (1942′de başlayan ancak
Sovyet yönetimi tarafından yetersiz bulunan ABD yardımı 1943′den itibaren artmıştır.)
ABD ve İngiltere Dışişleri bakanları Sovyet Dışişleri Bakanı ile Moskova′da, 19-30 Ekim 1943 arasında toplantılar yaptı.
Moskova Konferansı′nda şu konular gündeme getirilmiştir:
1. Savaşın bir an önce bitirilmesi için çabaların artırılması kararı alınmıştır. Bunun için Ruslar, ikinci cephenin en geç 1944 ilkbaharında açılmasını istemiştir.
2. Türkiye′nin savaşa sokulması konusu gündeme gelmiştir.
3. Çin′in de katılımıyla Dört Devlet Deklarasyonu yayınlanmıştır. Bu deklarasyonla dört devlet, savaştan sonra barışın korunması ve silahsızlanma konularında işbirliğine devam edeceklerini belirtmekteydiler.
4. Dört devlet savaştan sonra nüfuz alanı kurma politikası gütmeyeceklerini kabul etti.
5. Bütün sömürgelerin uluslararası vesayet rejimi altına konulması kararlaştırıldı
6. Almanya′nın işgali altında tuttuğu ülkelerde zulüm ve işkence yapmasını önlemek için, savaş suçlularının cezalandırılacağı ilan edildi.
KAHİRE KONFERANSI
Moskova Konferansı′nda ABD, SSCB ve İngiltere arasında bir toplantı yapılmasa karar verilmişti. Stalin′in ısrarı üzerine toplantı yeri olarak Tahran belirlendi doğu cephesinin durumu da görüşüleceği için, Çin adına Mareşal Çan Kay Şek′in de toplantıya çağrılması teklifini Stalin kabul etmedi.
Bunun üzerine Uzak Doğu′da yaşanabilecek gelişmeleri değerlendirmek, Çan Kay Şekle görüşmek ve Tahran′a bir görüş birliği içinde gitmek için, Churchill ve Roosevelt, 22-26 Kasım 1943 de Kahire′de bir araya geldi. Bu görüşmelere Çan Kay Şek de katıldı.
Churchill ile Roosevelt arasında yapılan görüşmelerde Churchill ikinci cephenin Balkanlarda açılmasına ısrar etti, Roosevelt ise Uzak Doğudaki mücadeleyi birinci planda tutuyordu. Çan Kay Şek′le yapılan görüşmelerde somut kararlar alınamadı. Roosevelt ve Churchill Tahran′a bu atmosfer içinde gittiler.
TAHRAN KONFERANSI
28 Kasım 1 Aralık 1943 tarihleri arasında ABD Başkanı Roosevelt, İngiltere Başbakanı Churchill ve Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Stalin′in katılımıyla Tahran Konferans gerçekleştirildi
· Konferansta gündeme gelen konular ve alınan kararlar şunlardır:
1 Mayıs 1944′de Avrupa′da Almanya′ya karşı yeni bir cephe açılması kararlaştırılmıştır.
İkinci cephe ile ilgili olarak Türkiye′nin de savaşa dahil edilmesine karar verilmiştir.
Savaş sonrası barış düzeninin korunması için bir uluslararası bir örgütün kurulması düşüncesi kabul edilmiştir.
Polonya meselesi yeniden gündeme gelmiş Öder Nehri′ne kadar olan Alman topraklarının Polonya′ya verilmesi kabul edilmiştir.
İkinci Cephe Açılıyor, Avrupa′da Savaşın Sonu Artık Yakın…
6 Haziran 1944′te Overlord Harekatı olarak bilinen plan sayesinde 100.000 Müttefik askeri Fransa′nın Normandiya kıyılarına 100 km.lik bir kıyı boyunca çıkarma yapmaya başladı. 1.000 uçaktan oluşan bir filo 3 tümenlik bir kuvveti havadan indirdi.Aynı anda 4.000 çıkarma gemisi de denizden çıkarma yaptı.
Atlantik Duvarı′nı geçen Müttefik güçleri Paris′e doğru ilerlemeye başladı. Paris, De Gaulle’e Özgür Fransa Hareketi′ne bağlı birlikler ve Amerikan birlikleri tarafından 25 Ağustos 1944 yılı sonunda Fransa neredeyse tümüyle özgürlüğüne kavuşturdu.
İtalya′da 13 Ağustos 1944′te Floransa′yı alan Müttefikler, Nisan 1945′te Po lrmağı′nı geçti. İtalya′daki Alman birlikleri 2 Mayısta teslim oldu. Birkaç gün soma Müttefik güçleri, Avusturya′dan güneye doğru ilerleyen ABD askerleriyle buluştu.
Doğuda ise Sovyet birlikleri Haziran 1944′te Doğu Avrupa′da bir harekat başlatarak Varşova önlerinde Vistül Nehri′ne kadar geldi. Romanya ve Bulgaristan’a girdi. Finlandiya Eylül ayında teslim oldu. Ukrayna′yı kurtaran Kızıl ordu birlikleri Baltık ülkelerini işgal etti. Ayrıca Yugoslavya′nın önemli bir bölümü Alman işgalinden kurtarıldı.Sovyet orduları Ağustos ayında iki koldan ilerleyerek Battık Denizi′nin doğu kıyısından ve Tuna vadisi üzerinden Macaristan′a doğru hareket etti. 1945 yılı geldiğinde Almanya′nın artık savaşı götüremeyeceği anlaşılmıştı.
MOSKOVA KONFERANSI
Sovyetler Birliği′nin Haziran 1944′de Alman güçlerine karşı başlattığı genel saldırı Sovyet ordularının Balkanlar ve Orta Avrupa′yı işgali ile sonuçlandı. Bu gelişmenin kontrolsüz bir Sovyet yayılmasına dönüşmesinden endişe eden İngiltere Başbakanı Churchill Sovyet yönetimi ile anlaşmak üzere Moskova′ya gitti.
9-20 Ekim 1944′de Moskova′da Stalin ile yapılan görüşmeler sonucunda:
♦ Balkan ülkelerinin iki devlet arasında nüfuz bölgelerine ayrılmasına karar
verildi. (Yüzdeler Antlaşması olarak da bilinen bu antlaşmaya göre; Romanya, Rusya′nın; Yunanistan, İngiltere′nin nüfuz alanı olarak belirlendi. Yugoslavya ve Macaristan′ın % 50′si İngiliz, % 50′si Rus nüfuzu olmasına karar verildi. Bulgaristan için oran % 75 Rus, % 25 İngiliz nüfuz alanı idi. Bu oranlar yönetimde temsil edilecek siyasal eğilimleri ifade etmekleydi.)
♦ İki taraf arasında Polonya konusunda uzlaşma sağlanamadı.
♦ Almanya için kurulacak Müttefik Kontrol Komisyonu′na Fransa′nın da alınmasına karar verildi.
♦ Montrö Boğazlar Sözleşmesi′nde değişiklik yapılmasına karar verildi.
YALTA KONFERANSI
· ABD Başkanı Roosevelt, İngiltere Başbakanı Churchill ve Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Stalin, Kırım′da bulunan Yalta′da 4-11 Şubat 1945′te bir araya geldi. BM′nin kurulması için San Francisco′da bir konferansın toplanması kararı burada alınmıştır.
· Yalta Konferansı′nda görüşülen konular ve alınan kararlar şunlardır.
♦ Sovyetler Birliği, Almanya′nın teslim olmasından sonra Japonya′ya savaş açmayı ve Uzak Doğu savaşına katılmayı kabul etti.
♦ Almanya′nın işgal bölgelerine ayrılması,İngiltere ve ABD′nin kendi bölgelerinden Fransa′ya bir kısım bırakması kararlaştırıldı. Aynı şekilde Berlin′de ortak işgal altında bulunacaktı.
♦ Tamirat borçları, ödeme şekli daha sonra belirlenmek üzere 20 milyar dolar olarak belirlendi.
♦ Kurulması kararlaştırılan BM Güvenlik Konseyi′nin daimi üyeleri için veto ilkesi kabul edildi. 1Mart 1945′e kadar ortak düşmana savaş ilan etmemiş olanların üyeliğe alınmamalarına karar verildi. (Bu karar üzerine Türkiye, 23 Şubat 1945′de Almanya ve Japonya′ya savaş ilan etmiştir.)
♦ Polonya′da demokratik seçimlerin yapılması kararlaştırıldı. Polonya′nın doğu sınırları tespit edilirken batı sınırların tespiti sonraya bırakıldı.
♦ Türk Boğazlarının statüsünün SSCB lehine değiştirilmesine, durumdan Türkiye′nin haberdar edilmesine karar verildi.
Almanya Teslim Oluyor…· Sovyet orduları Ocak 1945′te Budapeşte′ye, Nisanda ise Viyana′ya girerek Berlin′e doğru ilerledi. 25 Nisanda Berlin kuşatıldı. Müttefiklerin Berlin′e girmelerinin ardından savaşın kaybedildiğini anlayan Adolf Hitler yerine Amiral Doenitz′i bırakarak 30 Nisanda intihar etti. Amiral Doenitz′i 7 Mayıs 1945 günü imzaladığı teslim olma belgesi ile Almanya kayıtsız şartsız teslim olduğunu ilan etti.
SAVAŞ SONUNDA DÜZENLENEN KONFERANSLAR
POTSDAM KONFERANSI
· 17 Temmuz 2 Ağustos 1945 tarihleri arasında Almanya′nın Potsdam şehrinde ABD,İngiltere ve Sovyetler Birliği liderlerinin katılımıyla bir konferans düzenlendi.
· Bu konferansta önceki konferanslardan farklı olarak, savaşın nasıl bitirileceğini değil barışın nasıl sağlanacağı konuşuldu. Postdam Konferansı, üç büyük devletin yaptığı son konferanstır.
Konferans′ta gündeme gelen konular şunlardır:
Polonya-Sovyetler sınırı Curzon Çizgisi olarak kabul edildi.
Almanya′daki tüm Nazi kurumlarının ortadan kaldırılması kararlaştırıldı.
ABD İngiltere,Fransa ve Sovyetler Birliği′nin işgal bölgelerinde demokratik rejimlerin kurulmasına karar verildi.
Alman savaş endüstrisinin barış ekonomisinin gereksinimlerine göre yapılandırılması kararlaştırıldı.
Alman donanmasının büyük bölümünün tahrip edilmesi kararlaştırıldı.
Savaş suçlularının yargılanmasına karar verildi.
Avusturya ve başkenti Viyana, dört devlet arasında işgal bölgelerine ayrıldı.
İtalya′nın demokrasi yolunda gösterdiği gelişmeler dikkate alınarak bu ülkeye barış için öncelik verilmesi ve barış hükümlerinin mümkün olduğu kadar yumuşak tutulması fikri benimsendi.
İspanya savaşa katılmamakla birlikte Mihver devletleri ile işbirliği yaptığı için bu devletin Birleşmiş Milletlere alınmaması görüşü benimsendi.
İran′ın derhal boşaltılmasına karar verildi.
Sovyet yönetimi, Boğazların Sovyetler Birliği ile Türkiye′nin ortak kontrolü altına konulmasının uygun olacağını ileri sürerek Boğazlardan üs talep etti. Ancak konu hakkında herhangi bir karar alınmadı.
Tuna üzerinde bulunan tüm ülkeler Sovyetler Birliği′nin askeri işgali altına girdiğinden, Tuna′da gidiş-geliş serbestisinin sağlanması ve statünün yeniden tespitine karar verildi.
Japonya İçin Savaşın Sonu Geliyor…
Büyük Okyanus′ta ABD′nin üstünlük kurması, gerek mesafelerin uzak olması, gerekse de zorlu iklim şartları nedeniyle oldukça güç sağlanmıştır. Japonların elinde olan Iwo jima ve Okinawa adaları zorlu mücadeleler sonunda, Şubat 1945′te ele geçirildi. Sadece Okinawa bölgesinde iki ay içinde ölü ve yaralı asker sayısı toplam 55.000′e ulaşmıştı.
Japonların kaybı ise 100.000′den fazla idi. Japonlar patlayıcı dolu uçaklarla (Kami-kaze) Amerikan gemilerine intihar saldırıları gerçekleştiriyordu. Buna karşılık ABD hava kuvvetler de Japon kıyı kentlerini yoğun bir bombardıman altında tutuyordu.
ABD ATOM BOMBASINI KULLANIYOR… Başkan Truman asker çıkararak büyük kayıpları göze almaktansa, Japonların direnişini kırmak ve savaşı bitirmek gerekçesiyle atom bombası kullanmaya karar verdi. 6 Ağustos 1945′te bir Amerikan bombardıman uçağı Hiroşima kenti üzerine ilk atom bombasını attı.
Ağustosta Nagasaki üzerine ikinci bir atom bombası atıldı. Bu iki bomba Pearl Harbour Baskını′n′ın karşılığı olarak da nitelendirildi.
Bu bombalar Hiroşima′da 200 bin, Nagasaki′de ise 80 bin sivilin ölmesine ve on binlerce kişinin yaralanmasına yol açtı. Her iki kent yerle bir oldu. Atom bombası¬nın yol açtığı radyasyon etkisi yıllarca sürdü. Aynı gün, Sovyetler Birliği Japonya′ya savaş ilan ederek Japonların elinde bulunan Mançurya ve Kore′yi işgale başladı.
Dumbarton Oaks Konferansı
BM′nin kuruluş ve faaliyetleri hakkındaki ön çalışmalar yapmak üzere 21 Ağustos-7 Ekim 1944 tarihleri arasında ABD, İngiltere ve Sovyetler Birliği′nin katılımıyla ABD′de Dumbarton Oaks Konferansı olarak bilinen görüşme gerçekleştirilmiştir. Konferansın ikinci aşamasında Çin de yer almıştır.
Konferansta büyük güçlerin kurulmasını amaçladıkları dünya örgütünün yapısı konusunda büyük oranda anlaşmaya varılmış. Anlaşılamayan konuların çözümü (veto hakkının kullanımı, üyelik, bunalımların çözüm şekli) Yalta Konferansı′na bırakılmıştır.
Dumbarton Oaks Konferansı′nda hazırlanan öneriler taslağı 1945 yılında düzenle-nen San Fransisco Konferansı sonunda yayınlanan Birleşmiş Milletler Antlaşması′na birkaç değişiklik dışında temel olmuştur.
PARİS ANTLAŞMASI
II. Dünya Savaşı sonrasında 1946′nın Temmuz ve Ekim ayları arasında Paris′te bir barış konferansı düzenlenmiş, 10 Şubat 1947′de Paris Antlaşması imzalanmıştır. Savaşta galip gelen müttefik devletler İtalya, Romanya, Macaristan, Bulgaristan ve Finlandiya′nın durumunu ve bu devletlerle yapılacak olan antlaşmaların esaslarını görüşmüştür.
Paris Antlaşmaları ile,
♦ İtalya, Romanya, Macaristan, Bulgaristan ve Finlandiya′nın egemen devletler olarak uluslararası ilişkilerde yeniden sorumluluk almaları ve Birleşmiş Milletlere üye olmaları sağlanmıştır.
♦ İtalya′nın Afrika′daki kolonilerinden çekilmesi kararlaştırılmıştır.
♦ Macaristan-Slovakya, Romanya-Macaristan, Sovyetler Birliği-Romanya, Bulgaristan-Romanya ve Sovyetler Birliği-Finlandiya sınırlarında değişiklikler yapılmıştır.
II. DÜNYA SAVAŞI′NIN SONUÇLARI
♦ Savaşın en önemli sonucu hiç kuşku yok ki, büyük insan kayıplarına yol açmasıdır. Savaş, Avrupa ve Asya′da yaklaşık olarak 60 milyon insanın hayatına mal olmuştur. Sovyetler Birliği 1939′daki nüfusunun % 13′ünü, Almanya % 10′unu, Polonya ise % 16′sını yitirmiştir.
♦ Nazi rejiminin 22 yöneticisi 1945′te Nürnberg′de toplanan uluslararası bir mahkeme tarafından yargılandı. Sanıklardan 12 kişi ölüm, 7 kişi hapis cezasına çarptırıldı.
♦ Savaşın doğurduğu ekonomik yıkımın boyutları 2 trilyon dolar olarak tahmin edilmektedir. Alman kentlerinin % 70′i yerle bir olmuş durumda idi. Binlerce fabrika, liman, demiryolu hatları tahrip edildi, ulaşım ve üretim felç hale geldi. Devlet borçlanmaları İngiltere′de üç, Fransa′da dört, ABD′de altı. Almanya′da ise on kat artmıştır.
♦ Avrupalı devletlerin sömürgeleri üzerindeki etkileri azalmaya başlamış, sömürgelerde ulusçuluk ve bağımsızlık düşüncesi yükselişe geçmiştir.
♦ Japonya Müttefiklerce işgal edildi ve savaşı izleyen ilk yıllarda tümüyle ABD′nin denetiminde kaldı. Çin′den aldığı topraklan ve Mançurya gibi sömürgelerini kaybetti. Tayvan Çin′e, Sahalin ve Kuril Adaları Sovyetler Birliği′nin eline geçti.
♦ Savaşta yenilgiye uğrayan İtalya, ekonomik ve siyasal alanda yeniden yapılanma sıkıntıları ile boğuşmak zorunda kaldı. 1946′da yapılan halk oylaması ile monarşi yıkılarak cumhuriyet rejimi kuruldu.
♦ Savaştan sonra işgal altına düşen Almanya ve Avusturya′da bağımsız bir siyasi yönetimin varlığından söz edilmesi mümkün değildi. Alman topraklan dört işgal bölgesine ayrılarak Müttefiklerin denetimine bırakıldı.
♦ Temmuz 1944′te ABD′de bir araya gelen 44 ülke Bretton Woods Antlaşmaları ile yeni bir uluslararası para sistemi kurulması kararı aldı.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KURULUYOR…
ABD Başkanı Wilson′un önerisiyle 1919 yılında kurulan Milletler Cemiyeti, devletler arası anlaşmazlıklara politik çözüm bulamamış ve II. Dünya Savaşı′nı önleyememiştir. 1945 yılında ABD′de bir araya gelen 51 ülke, San Francisco Konferansı′nda Birleşmiş Milletler Örgütü′nün kuruluş anlaşmasını imzaladı.
Birleşmiş Milletlerde üye bütün devletlerin yer aldığı bir Genel Kurul oluşturulmuş, genel sekreter ve alt birim üyelerinin Genel Kurul′da oylanarak seçilmesi kararlaştırılmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu′nun görevleri:
♦ Devletler arası silahlanma ve silah denetimi konusunda önerilerde bulunmak
♦ Barış ve güvenliği etkileyecek görüşmeler yapmak, her konuda önerilerde bulunmak
♦ Ülkeler arasındaki iyi ilişkileri bozucu sorunların, barışçıl yollarla çözümü için önerilerde bulunmak
Birleşmiş Milletler bünyesindeki en önemli organ Güvenlik Konseyi idi. Güvenlik Konseyi siyasal bir yürütme organıdır. 2. Dünya Savaşı′nı galip bitiren beş devlet (ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Sovyetler Birliği), Güvenlik Konseyi′nde daimi üye statüsüne sahip kılınmış ve veto hakkına sahip olmuştur. 10 geçici üye ise iki yıllık bir süreç için seçilirler. 15 üyesi olan bu kurulun görevleri şunlardır:
♦ Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine uygun biçimde barış ve güvenliği korumak
♦ Uluslararası bir anlaşmazlığa yol açabilecek her türlü çekişmeli durumu soruşturmak
♦ Uluslararasında çekişmeli konularda anlaşma şartları önermek
♦ Silahlanmayı denetleyecek planlar hazırlamak
♦ Barışa karşı bir tehlike veya saldırı olup olmadığını araştırarak, izlenecek yolu önermek
♦ Saldırganlıklara karşı askeri birlikler kurarak önlemler almak.
Birleşmiş Milletlere bağlı alt kuruluşlardan bazıları şunlardır:
♦ UNICEF (New York) – Uluslararası Çocuk Eğitimi Örgütü
♦ WHO (Cenevre) – Dünya Sağlık Örgütü
♦ ILO (Cenevre) – Uluslararası Çalışma Örgütü
♦ UPU (Bern) – Uluslararası Posta Birliği
♦ FAO (Roma) – Gıda ve Tarım Örgütü
♦ UNESCO (Paris) – Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Haziran 1948′de Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan İnsan Haklan Evrensel Beyannamesi, 10 Aralık 1948′de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu′nda kabul edilmiştir. Beyanname, devletlerin bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşmesi anlamını taşır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi′nde siyasi, ekonomik, toplumsal, kültürel haklar genel şekliyle tanımlamıştır. Beyanname bu anlamda yaşama, özgürlük ve kişisel güvenlik hakkı, keyfi tutuklama, hapis ve sürgünden korunma, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde yargılanma hakkı, düşünce, vicdan, din, toplanma ve örgütlenme öz-gürlüklerini vurgulamıştır.
Sosyal güvenlik, çalışma, eğitim, toplumun kültürel yaşamına katılma haklarıyla bilimsel ilerlemenin ürünlerinden yararlanma hakkı da bildiriyle getirilen yeniliklerdendir.
Nazi Almanya’sında gerçekleştirilen Yahudi soykırımı, konunun savaş sonrasında gündeme getirilmesine yol açmıştır. Bir milletin, etnik, dini bir grubun veya bir ırkın tamamını veya bir bölümünü yok etmek amaçlı yapılan davranışlar Soykırım olarak tanımlanmıştır.Fiziki veya zihinsel zarar vermek, grubu fiziksel olarak yok etme amaçlı zarar vermek, doğumları kasıtlı olarak engellemek, çocukları zorla başka bir gruba transfer etmek soykırım suçları arasında sayılmaktadır.